Bir ömür daha yaşasam anlıyamıyacağım günler yaşanıyor ülkemde. Suriye Cumhur başkanı sayın Esat Türkiye‘ye karşı savaş‘mı açmıştı’da benim ve benim gibi düşünenlerin haberi olmadı…
Baba Esat ile yılların düşmanlığı son bulmuş Oğul Esad ile Sayın Cumhur Başkanımız ile ailecek görüşen, Suriye‘de Bakanlar kurulu toplantısı, Spor ve kültürel etkinlikler organize ederek ilişkilerimizin zirve yaptığı Suriye‘ye Nufus cüzdanı ile gidilip gelinen yıllarda, Sayın Erdoğana hayranlığım bir kat daha artmıştı. Sayın Esad‘ın Biz suriye olarak Tükiye ile her türlü iş birliğine varız. Hatta gerekirse Türkiyenin bir eyaleti bile olabiliriz dediğini biliyoruz. Heyhat Bizim Başbakanımızın ABD nin bir emri ile bu güzelim birlikteliği yerle yeksan ederek Şamda namaz kılma sevdası ile Suriyeyi ilhak etme derdine düştü. Yahu adam gönülden
Türkiyenin eyaleti olabiliriz diyor sen adamı kancık gibi arkadan vuruyorsun. Aynı toprakların insanları bir birileri ile gayet mutlu bir şekilde yaşıyorlardı. Ne oldu da Suriyede ayrılıkçı güçler İşid, PKK, PYD, ESO, EL NUSRA ve bunu gibi gurupların Amerika ve Avrupanın dolduruşuna gelerek % 72 oy alarak seçimle İktidara gelmiş ve iktidarını Sürdüren Sayın Esadı silah zoru ile ikdidardan idirmeye çalışan İŞİD terör örgütünü yok etmek için esad ın yanında olmadık.
Neden bu furya’ya Sayın Erdoğan dahil oldu? Esat ve ailesi ile muhteşem ilişki kurmuş olan Cumhur Başkanımız ve Ailesi bu silahlı kalkışmayı dostu Esatın yanında durarak TSK nin de yardımı ile bastırılabilirlerdi. Bu kadar yıldır yerinden yurdundan olan suriye halkı vatanında kalabilir bu kadar acı çekmezdi. Dünyada hiç bir ülke TC devletini Suriyenin seçilmiş Cumhurbaşkanına yardım ettiği için Türkiye yi suçlayamazdı. Yeter artık ne işi var Türk Askerinin Suriyede. Sizin özel çıkarlarınız için ise yazık. Biz Sayın Esadı silah zoru ile iktidardan indirmek isteyenlerin, Terörist olarak adlandırılacğını ve silah zoru ile karşılık bulacaklarına inanıyorduk.Sayın akp genel başkanı saçma sapan konuşmalarınız bütün halkı rahatsız etmektedir. Şu anda dünyanın gözünde Suriye devletine savaş açmış görüntüsü veriyoruz. Uluslar arası Mahkemelerde gün gelir yargılanırsınız. Yazık şu güzelim ülkemizin insanlarına.
Tarih tekerrürden ibarettir derler, ne kadar doğrudur bilmem. Saraylar ne zaman ki Arap Muaviye inancı, Emevi kültüründe olduğu gibi safahat devri yaşadıklarında hep kaybetmişlerdir. Örnek mi Bakın Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Devleti Aliye Osman. Ne zamanki Arap Emevi; Muaviye, ve bunun gibilerin kayığına binmişiz hep kaybetmişiz. Ya iktidarı kaybetseler neyse, ya vatanı kaybedersek? Gene yanıldım Allah beni affetsin mi olacak.
Peşmergeler PYD lideri Musiye yardım etsinler diye Türkiye üzerinden Suriyeye gönderilirken, PYD Lideri Sayın Mursuyi Devlet lideri gibi karşılayıp, Ankara da bayraklarını göndere çekerken, hangi akla hizmet ediyordunuz.
YANILMAK;
yeter ama bir insan bukadar çok yanılamazki! 
Sayın Cumhur Başkanı Yüzünüzü Arab‘a dönmekten bıkmadınızmı? Arap milleti Selçukluları, Devleti Aliye Osmanı arkadan hançerlemiş bakın şimdi de sizi arkanızdan hançerliyor. Bırakın şu saçma İhvan Muaviye Emevi Arap kültürünü. Vaz geçin şu zındıkların peşinde gitmekten. O yezid lerin ne bu dünyada nede öteki dünyada yatacak yerleri olmayacaktır.
Çevirin Yüzünüzü Türk Dünyasına… Türk milletine; Türkün Töresine. Türk milletine Arap gömleği giydirme sevdanızdan vaz geçin. Önce Türk Milletti, Turan deyin. Türk Cumhurietleri birliği için çalışın. Türk İslam ehli beyit yolu deyin eyvallah. Amaaa Arap olmaz olamaz. Unutmayın Arab dan Dost Ayıdan Post olmaz. Boşver be Reis. Ne Arabın yüzü ne Şam’ın şekeri.
Rehber edininin Mustafa Kemal Atatürk‘ün ilke ve İnkilaplarını. Çekin Askerimizi Suriye Bataklığından. PYD, PKK saldırdığında binin tepelerine bombalayın dönün ülkenize geri. Ne kadar Suriyeli varsa gönderin Suriye ye geri. Siz söylerseniz Esad affeder insanlar ülkelerinde mutlu yaşar.
Bir gün gelir, aksi bir durumda Türk milleti Arap Müslüman falan dinlemez Suriyeli katliamına kalkışır. Ben bu günden uyarıyorum. Bu devran böyle gitmez. Bundan sonra af falan dilemeyin Sizi ne Allah ne de Türk Milleti asla affetmez.Sayın AKP Başkanı! Mekke Şerifi Hüeyin’in Ordularının Alperenlerimizi sırtından hançerlediğini, su kuyularını zehirlediğini aç kalan Mehmetçiğin çekirge yediğini unutmayın! Çöllerde şehit olmuş 40 bin Türk askerini ne çabuk unuttun!
Ne demiş Mekke Şerifi Hüseyin Bin Ali
‘‘Türklerden Kurtulacağımız Gün,İslam ve Arap Dünyası Muzaffer olacaktır.
Kendiniz Türk milletinden değilseniz orasını bilmem. Türkiye Cumhuriyeti Türk olmayan bir başkan ile yaşayamaz. Gün gelir sorarlar hesabını. Hemde çok fena Tarih Tekerrürden ibaretdir. Kendini önce Amerikaya sonra Rusyaya kapıkulu edenden Türk’e baş olmaz.
Mustafa Kemal Atatürk 1923 yılında Konyada yaptığı bir konuşmada şöyle der.
“Beyler! Gerçek ulema ile dine zararlı ulemanın birbirine karıştırılması Emeviler zamanında başlamıştır. Hz. Peygamber’in saadetli zamanında, Peygamberin vefatından sonra, Raşit Halifeler zamanında, hep doğrudan doğruya, Hz. Peygamberimiz 
Peygamber’in yol göstermesiyle İslâm olan Râşit halifelerin aydınlatılmasıyla kurtuluşa eren halk kütleleri arasında gerçek temizlik, içten saygı, yüce bir bağlılık vardı. Ta ki Muaviye ile Hz. Ali karşı karşıya geldiler. Sıffin olayında Muaviye’nin askerleri Kur ‘an ‘ı mızraklarına diktiler ve Hz. Ali’nin ordusunda böylece kararsızlık ve zayıflık oluşturdular. İşte o zaman dine bozgunculuk ve Müslümanlar arasına nefret girdi. O zaman hak olan Kur’an haksızlığı kabule araç yapıldı
ı. En zorba hükümdarlardan olan Muaviye’nin nasıl bir hile ile hilâfet sıfatını takındığını biliyorsunuz. Ondan sonra bütün istibdatçı hükümdarla hep dini alet edindiler. İstibdat ve ihtiraslarını desteklemek için hep ulema sınıfına başvurdular. Gerçek ulema, dini bütün alimler hiç bir zaman bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Onların emirlerini dinlemediler, tehditlerinden korkmadılar.
Üç buçuk dört yıl öncesine kadar hayatta olan Osmanlı Hükümdarları da aynı şeyleri yapmışlardır. Son Osmanlı hükümdarı Vahdettin’in davranışları gözünüzün önündedir. Onun emriyle bile, bile ölüme götürülen milleti, vatanı kurtarmak isteyenler âsi ilan edildi. Onun emriyle millet ve vatanı kurtarmak için kan döken aziz ordumuzun, isyancılar sürüsü olduğuna dair fetvalar veren ulema kıyafetli kişiler çıktı… Dört Halife’den sonra din sürekli siyaset aracı, çıkar aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu durum Osmanlı tarihinin sonlarına doğru da böyleydi. Emeviler; Muaviye dönemi‘de böyleydi. Böyle âdi ve sefil hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini alet etmeye tenezzül eden sahte ve imansız âlimler tarihte daime rezil olmuşlar, bundan sonra’da olacaklardır. Kim ki Ehlibeyit soyunun arkasında durur, Hak Kuran, Hz. Muhamed, -Ehlibeyt- Hz.Ali,-Hasan,-Hüseyin.
Hz. Peygamber Cuma hutbesini namazdan sonra okudu, isteyen dinledi, istemeyen çıktı gitti. kalan ikiyüzbin sahabe ye şöyle seslendi. Oğullarım yok, kızım Hatice, damadım Ali, torunlarım Hasan ve Hüseyin soyumun devamıdır. Benden sonra İmam Aliyi dinleyiniz onu seviniz ve peşinden gidiniz. Sen şimdi Emevi’nin kafasıyla hutbenin yerini değiştirip namazdan öne aldın. Namaz farz, hutbe keyfe bağlı. Adam namazı kılmak için senin hezeyanlarını dinleyecek. Bunu Muaviye bu hale getirdi. ‘Eee biz şimdi bin yıllık şeyi mi değiştireceğiz?’…Açıkça peygamberin icraatına aykırı.
İbadet‘te içtihat olmaz. Peygamberden nasıl gördüyse öyle yapılacak. Sen Muaviye’ye mi peygamber diyorsun, Muhammed’e mi? Ehlibeyit yolundan döndün de Kuran ayetlerini mi inkar ediyorsun.Ben şimdi kendi adama soruyorum bunu. Hangisinin dediğini yapacaksın?” ezil e dilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir…
Mehmet Tevfik Özkartal
.Mart.2020