On gün önce kıyameti beklerken bu gün yeni bir miladi yıl olan 2013 e kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz hep beraber. 21 Aralık gecesi uyku uyumanın imkanı yok. Bir şeyler okuyunca, göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettim. Önce tuvalete gideyim sonra yatarım diye düşündüm. Bu hareketimin defalarca uykumu kaçırdığını bir kez daha anladım. Tuvalet dönüşü odama girerken her seferinde bir şeylerin hareket ettiğini gördüm. Acaba bu yaratıkları benden başka gören yok mu? Sanırım her ne kadar inanmamış gibi görünsemde 21 aralık kehaneti bir şekilde bilinç altıma işlemişti. Yeter artık! Bir korku filminin içinde miyim? Uykum parçalandı iyice artık. Pencereden dikkatli baktığımda, havanın henüz aydınlanmadığını görüyordum. Japonyada Güney amerikada çoktan gün ışımıştı. Tıpkı bir oyun gibi. Şirirnce’de her kez kıyametinkendilerine uğramayacağı inancı taşıyor, hayatta kalma şansının keyfini yaşıyorlardı. Ben Şirinceye oda bulamam diyerek gitmemiş, kıyameti ailem ile birlikte karşılamaya karar vermiştim. 22 aralık sabahı her şey yerli yerinde duruyordu. Maya takvimi bir şekilde geçerliliğini yitirmiş gibi gözüküyordu. 31 Aralık 2012 Kehanetinin gerçekleşmesi çok geç artık. Onu, bu hayattaki hicri takvime yönlendirdim.
Ve ben de kendi miladi takvimimde bir provasını daha yapabilirdim. Yine gece oldu. Gecelerin çocuğuyum ben. Savulun bakalım. Savulacak kimse olmadığına emin olmalıyım öncelikle. Gece gece başımıza dert almayalım. Başsız bile günlerce yaşarım gerekirse, o ayrı. Geriye dönük 40 yılı düşünüyorum. Almanyada geçirdiğim yıl başı gecelerinde saat 00 oldumu, havai fişek atmak için dışarı çıkarken, muhakkak çok sıkı giyinmemiz gerekirdi. Ne kadar ilginçtir’ki muhakkak Karı görürdük. Napıyorum ben. Niye ses çıkarmaya çalışıyorum. Neden böyle saçmalamaya başladım. İlk defa gömlekle dışarıdayım. Hava fişekleri ateşlemek için şişelere dizdim dışarıda yazdan kalma bir hava var. 15 derece 40 yıl sonra ilk defa kışın ortasında yaz gibi bir havada miladi takvimle yeni bir yıla giriyorum.
Neresi burası? Cennete ya da cehenneme inanmadığıma ve bir şeyler gördüğüme göre burası cehennem sanırım. Ama ateş yok ve karanlık. Bir şeyin içindeyim. Buradan çıkarsam belki anlayabilirim. Biraz daha mücadele, biraz daha gayret. Yapabilirsin, hadi. Yapabilirim, hadi Memoş ha gayret.
Tekrar aydınlık. Hayır ölmemişim. Ne bekliyorum ölmek için. Bir dost mu? Acıyan yardım etmek isteyen birini mi? Bir tek kişi mi? Bunların hepsi mi? Kimi bekliyorum? Bu kadar saçmalık yeter. 2012 yi Şirincede gömebilliriz artık. 2013 e bir kala yazıyorum miladi takvimde hoş geldin diyerek yeni yıla. Unutmadan Canlarımı, Dostlarımı. Kıyameti beklemiyorum artık. Belkide ilk defa yaşamımda, havaya fırlattığım havai fişeklere ödediğim paraya acıyorum. Bir duble rakı doldurup bardağıma, sağlığınıza kaldırıp içiyorum.
Gülerek çevremde ömürlerinden kaybettikleri bir yıla sevinen ve çılgın gibi eylenenleri seyrediyorum. Biliyorum‘ ki artık benim için kıyamet bu yaşama veda ettiğim gün. Ve benim gibi insanlar gittikleri yerde fazla duramaz,. çabuk dönerler. Kapatın gözlerinizi. İlk hatırladıklarınız ile şimdiki zamanın arasında, kaç saniye olduğunu düşünün.Miladi takvimdeki yaşınıza kanmadan. Gönlünüze dönün. Her iki dünya arasındaki gidiş gelişlerinizi bir yaş olarak düşünün.
Ne dersiniz canlarım yaşadığımız Dünyamız ısınıyormu ne?
Mehmet Tevfik Özkartal