ALMANYA TÜRKİYE’Yİ KISKANIYORMU

GERÇEKTEN BENİM ÜLKEME VATANI, VATANINDA YAŞAYAN İNSANLARINI SEVEN POLİTİKACILAR GELMEYECEK Mİ?hes.01JPG

Her gelen benim sistemim doğru diyerek deneme tahtasına mı çevirecek ülkemi. Her gelen bir şekilde doğayı yok edecek politikalar mı uygulayacak. Devletin halktan aldığı vergilerle yapılan fabrikaları üretim tesislerini yenileyip modernize edeceğine halka sormadan satacak ve ya kapatacak. Liyakat sahibi insanlara danışmadan, Ben yaptım oldu mu diyecek. Tarım arazilerini betona mı gömeceğiz? Doğa harikası yerlerimizi yaşanmayacak yerler haline mi getirmeliyiz? Kara denizi mahvetiniz ne dere kaldı ne akar su.  Elektirik üreteceğiz diyerek duman ettiniz güzelim cennet yaylalardan akan dereleri. Tarım arazilerine kurduğunuz fabrikaların baclarından çıkan duman ve küle bile engel olamadınız. Özal hükümeti ile başlayan Türk Lirasını koruma kanunu yok ettiniz. Devletin tohum fidan üretme tesislerini kapattınız. Çiftçiyi israel tohumuna muhtac ettiniz. hesJPGŞeker  Fabrikalarını satarak kapatarak hayvancılığın en çok kullandığı şekerpancarı küspesinden mahrum ettiniz. Şeker kamışı glikozu Amerikadan ithal ederek Amerikan çiftçisini zengin ettiniz. Halkınızı kanserle tanıştırdınız.   Mutlu bir azınlık yarattınız çevrenizde. Okumaya devam et

Turizim mi dediniz

Türkiye ye gelecek Turisler Türkiye ye gelmeye korkuyor. Mesela polise güvenmiyor.Tur otobüserine güvenmiyor, gezerken otobuslerin yanmasından, kaza yapmasından, terör saldırısından, İslamcı ne giyindikleri belli olmayan saçı sakalı birbirine karışmış vahşi görünümlü insanların bakışlarından rahatsız olmamak için gelmiyorlar. Memos-300x292Eh şimdide bir Korona virusu çıktı başımıza Devletler Hudutlarını kapatır, İnsan oğlu evinden dışarı çıkamaz hale gelir. ‘’Bizde en son sayı  10 kişi var’’ Yahu Yunanistan Bulgaristan Hududunda karşıya geçmek isteyen Suriyeliler ihtiyaçlarını nasıl giderirler acaba merak ederim. Yani işin Özü Saldık çayıra Mevlam koruya; insan sıfatından yoksun olunca kişi ve kişiler Neylesin mevlam. Turizim mi dediniz vallahi 2020 yi de unutun nedense her şey kötüye gidiyor ülkemizde. İnsanlar sokağa çıkamaz oldular ‘’korona korkusu’’ Allah depremden korusun ülkemizi. Birde sallanırsak yandık evlere girmeyin; eeee korona ne olacak? Dünyanın sonu mu geliyor ne?ITB Berli_01
Kruluşunun 17 inci yılını kutlayan Milli ve Yerli AKP  bakalım neler yapmış. TC devletinin İMF ye olan 6 milyar dolarlık borcunu ödemişler ya birde devletin ne kadar borçlandığından bahis ediverseler… Eyvallah da övünülecek şey mi bu. Benim bildiğim Babanın ölümüyle Babadan kalan mirasın  normalde hayırlı bir evlat ise 2 ye katlaması gerekmektedir. Bizim hayırlı evlatlarımız ne yapmıştır? Mesela Devlet DenizYolları. Böyle bir şirket kalmamıştır. Tekel, Telekom, Demir Çelik fabrikaları, Madenlerimiz, Sümer bank, petrol rafinelerimiz, sunni gübre Fabrikalarımız, Et ve balık kombine tesislerimiz, Barajlarımız, Silah fabrikalarımız ( Tank Palet) gibi daha nice irili ufaklı tesisler Hasat Mezat satılmış ve yahut uzun süeliğine özele Kira dahi alınmadan devredilmiştir. Bu satış ve kiralamalardan elde edilen gelir 53 Milyar Dolar olup 6 milyar dolarlık İMF borcunun ödenmesi  çok doğaldır. Sorum Şu 17 yılda miras yedi gibi satıp savurup kalan 47 milyar doları ne yaptınız. Üzerine üstlük 17 yılda 650 milyar dolar borçlandınız.

Okumaya devam et

Bayram nasıl yani?

Oruç tutmak İslam dinine göre yüce Allah’ın bir emridir. Eyvallah… Oruç, nefsi terbiye etmek ve böylece Allah’ın rızasını kazanmak için tutulur. Nefse eziyet etmek nefsi terbiye etmenin dışındadır. Allah nefse eziyeti yasaklamaktadır. Bu durum pek çok ayette olduğu gibi Bakara suresi 187. ayette de açık bir biçimde belirtilmiştir. Oruç tutmaktaki amaç nefsi terbiye etmek ise o halde “ Nefis terbiyesi sadece Ramazan ayında olur, başka bir ayda olmaz! demek yersizdir, yersiz olduğu kadar gülünçtür de… Günümüzde Oruç yeme içmenin iki öğüne indirilmiş şekli ile ifa edilirken sadece açlık ve susuzluk kapsamına indirgenmiştir ki ağır işlerde çalışanların dahi kendi nefislerini terbiye etmek uğruna çevrelerine verdikleri zarardan dolayı günaha girdiklerinin farkında bile olamamışlardır. Günümüz dünyasında Plajlarda, havuzlarda, turizim bölgelerinde çalışarak çoluğunun, çocuğunun rızkını kazanan çalışanların, nefislerini nasıl terbiye edebilecekleri de bir soru işaretidir.

Okumaya devam et

İki deli yürek

Dosttum Mehmet Ulay ve ben; iki delikanlı yürek. Kelimelerin anlayış tomurcuklarından doğdular. Aklın yolunu izlediler ve şefkatle dokundular.  Dinlenmek için yüksek sesle konuşmaya ihtiyacımız yoktu, yaralarımızı saklamak değil, açık etmekti belki bizi güçlü kılan. DSCF4672En sıkıntılı anımızda bile parmklarına sımsıkı taktığın o yüzükler… O iksiri o anın ışığında gördüm. Hayat hayranlığın bulaşıcı inan… Dahası, insana kim olduğunu hatırlatıyor. İki deli yürek 35 yıl geriye doğru sohpetin belini kırmış, bir iki tek parlatıyorduk. Kim ne demiş? şimdi artık biz de biliyoruz… Dün dostumun doğum günüydü. Bu gün beraber olacağız ve aynı yılda ikinci kez doğum gününü bir daha beraber kutlayacağız. Her zaman dışarıda buluştuğum dostum bu sefer beni açık hava ceza evimde, ziyaret etmek zorunda kaldı. Tarih deyip geçmeyin sakın! öyle zamanlar vardır’ki akıl sır ermez. Okumaya devam et

BİLMİYORSAN ÖĞREN BAŞBAKAN

Avrupada Kentsel dönüşüm plan proje uygulamaları ile ülkemizdeki uygulama farklılıkları. planung-pl

1991 yılında, Almanyanın baş şehri Berlin Senatosu toprak sahiplerinin ve yatırımcıların katılımı ve bilgisi olmadan bir kentsel dönüşüm tasarım yarışması düzenledi. Bu yarışma genellikle Potsdamer meydanı ve Leipziger meydanı’nı kapsıyan, geliştirme, güzelleştirme projesiydi.Lageplan

Yarışmaya katılan firma ve mimarlar arasından dünyaca tanınmış  Renzo Piano’nun tasarımı Senatota bir oy farkla kabul edildi. Renzo Piano yönetiminde ülkeler arası  altı mimar; Arata Isozaki (Tokyo), Christoph Kohlbecker (Gaggenau), Hans Kollhoff (Berlin), Ulrike Lauber ve Wolfram Woehr (Münih), José Rafael Moneo (Madrid ) ve Richard Rogers (Londra) projede yer aldı vePostamerplatz_01 hala tasarımından sorumlu kişiler. Kentsel dönüşüm planlamasında yapılmış olan proje bazındaki maketler sayesinde bitimden sonra adı geçen meydanların bir birleri ile bağlantılarının havadan görüntüleri bina ve yolların bitmiş hali halkın görebilmesi için gösterime açıldı.

Gönül isterdiki Istanbul Kentsel dönüşüm planlamasında Taksim meydan projesi için İstanbul Belediyesi tarafından böyle bir proje yapıldığı halde kapalı kapılar ardında kimselere bilgi verilmeden kararlar alnmasaydı. Kesinleşmiş bir proje olmaması bitimden sonra Taksim meydanının görüntüsü böyle olacak diye kesin bir projenin var olmaması, yapılacakların halktan gizli tutulması halkın tepkisine mashar oldu. Üstüne üstlük Başbakanın gurup toplantısında Taksime AVM de yaparız Topçu kışlasınıda yaparız kimse engel olamaz gibi tehtid vari konuşması suyu taşıran son damla olmuştu.Taksim_01

SonrasınAlternatida yaşanan olaylar bu gün itibarı ile çığrından çıktı. Taksim gezi parkında masumane başlayan bir gösteri ne yazıkki Tayip’in polisleri tarafından katledildi. Ben yaptım oldu politikalarından insanlar bıkmış usanmış olsa gerek. Büyüyen olaylar karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Sayın Toppbaş, İstanbul Valisi ve Emniyet müdürünün katıldığı bir basın açıklamasıyla halkın gazını alma amaçlı açıklamalarda bulundular. İnternette Taksim meydanının çeşitli şekillerde bitmiş halini gösteren değişik projeler dolaşırken. nasıl sakin olunabilirdi bilmiyorum. Sizin toplumsal barış dediğiniz şey’de sayenizde gerçekleşti.  Alevisi, Sunisi, Türkü, Kürdü, Rumu, Ermenisi Fenerlisi, Beşiktaş ve Galatasaraylısı belkide ilk defa bu yürüyüşte kol kola girdi renklerini bir kenara koyarak kırmızı beyaza büründü. Yardımlaşmanın bir olmanın ne demek olduğunu cümle aleme gösterdi. Tayip Erdoğan efendi Avrupa son iki gündür sizin ekonomik başarılarınızdan bahsetmiyor. Halkınıza yaptığınız zulümden basediyor. Ne acıdır ki bazı televizyon kanalları sahip olduğunuz servetten uyguladığınız rant politikalarından bahsediyorlar. Daha düne kadar ekonomik politikalarınızı savunan ben  şahsım adına sizin gibi bir Başbakana sahip olmaktan utanç duyuyorum. 385962220_640

Bu millet artık sizin samimiyetinizden şüphe duyuyor. Yapmadım, gitmedim, Alternati_01anlaşmadım diyerek yemin verdiğiniz bir çok olay,  bir zaman sonra yaptığınızı, gittiğinizi, anlaştığınızı gösteren kanıtlarla karşımıza çıkıyor. Bizleri düşünmeyin sayın Başbakan sizlere gönül vermiş insanların gözünde yalancı, Müfteri damgasını çoktan yediniz. Şu anda oylarınız  %37,5 lara gerilemiş durumda. Hayat sadece milli gelirin artışından ibaret değildir. Ülkeleri yönetenler yeri geldiğinde onur ve haysiyetlerini pazarlık konusu etmeden dik durabilmelidirler. Türk milleti tarihinin hiç bir döneminde zorla bir şey kabul etmemiştir. Ve siz sayın Başbakan Size bu şerefli görevi seçim sandıklarında tevdi eden Türk milletini aklınızdan çıkartmayınız. Bu topraklar üzerinde yaşayan her insan kanla irfanla kurulmuş Türkiye Cumhuriyetine, Atatürk ilke ve inkilaplarına sadıktır. Hiç bir koşulda bu insanları ne Türk olmaktan nede inandıkları dinden, vaz geçirtemeyeceksiniz. Asil milletimiz sizlere sandıkta tevdi ettiği bu  görevi yeri geldiğinde geri almasını çok iyi bilir. Siz Irakta, Libyada, Suriyede ve en son olarak Taksimde başlayıp tüm vatan toprağına yayılan gösterilerde yaralanan, hayatlarını kaybeden masum vatandaşların ellerinize bulaşmış kanını nasıl temizleyeceksiniz onu düşünün. İktidra geldiğiniz ilk yıllarda halkın arasına girerek milletin dertlerini dinleyen insanların gözlerinin içine bakarak tokalaşan  konuşan Tayip Erdoğan nerede? Ne olduda halktan korkar, binlerce korumayla gezer  oldun. Seni bu kadar korkutan ne? Bilirsin ki korkunun ecele faydası yoktur.  Açıklayın bilelim gerekirse polisine vur emri verdiğin  bu Millet canı pahasına bile olsa seni korur.

Saygılarımla

M.Tevfik Özkartal

Mavi Kelebekler ve Veda

Televizyonlarda topluma afyon gibi sunulan programlar görücüye çıktı.Yunus-Emre-Yıldırımer Üçüncüsü düzenlenen Televizyon ödülleri Festivali Antalya Şehrinde 21 Nisanda başladı Festivalde ödül alan Programlar ve  dizileri duyunca bu yazıyı yazmaktan kendimi alamadım. Uzun yıllar oldu ekranlarda gösterilen saçma sapan programları ve  dizileri seyretmediğim. Seyredersem mesleğime ihanet edeceğim duygusu ağır basmıştı hep.
Yurt dışında gurbette yaşıyorsanız bir çok şeyi daha objektiv değerlendirme imkanına sahip olabiliyorsunuz. Türkiyede diziler ‘’Reyting’’ denen oyunun bir parçası olmuş ve bu oyun sayesinde belli amaçlara hizmet eden diziler ön plana çıkartılmış hep. Avrupanın hiç bir ülkesinde oyuncular arasında korkunç uçurumlar yoktur her hangi bir dizide dizi başına ücret yerine saat  başı  ücret uygulanır, ve her oyuncu oynadığı saati faturalandırmakla yükümlüdür.
Mavi Kelebekler Adıyla; Hatice Soysev Kolatın yapımcılığını yüklendiği, Yasemin Türkmenli yönetiminde, TRT-1 ekranlarından yayınlanmaya başlayacak dizinin Savaşlar er ya da geç biter. İnsanlık için bitmeyen savaş asıl o zaman başlar sloganıyla aslında yakın tarihimizin belki de en kanlı olaylarından Bosna Savaşı’nı, hatta soykırımını anlatacak bir dizinin gösterime girmesi  benim  ekran başına oturmam için yeterli bir sebepti.
Avrupalılar tarafından unutturulmaya çalışılan yakın tarihimizin en büyük soy kırımının belgeseli anlamını taşıyacak bu dizi benim gibi Yurt dışında yaşayan milyonlarca aileyi TRT 1’i seyretmeye yetmiş artmıştı bile.
21 Nisan 2012  Antalyada düzenlenen Televizyon ödülleri Festivali ne katılmak için Türkiyeye geldiğimde Mavi Kelebeklerin Çekim setine uğramadan edemedim.19 Nisan Perşembe günü  İzmit /Kandırada çekimleri  devam eden dizinin Setindeydim.Oya-Okar
Dizi oyuncularından, dostum Mehmet Ulay ve bu filmde rol alan bütün sanatcı arkadaşları başarılı çalışmalarından  dolayı tebrik etmek istemiştim, istemesine de dilim tutuldu dizinin bittiği haberi gelmişti.  Bende en az tüm çalışanlar kadar şaşkın ve üzgündüm.  Büyük bir beğeni ile izlediğim, Bir yıl boyunca  TRT 1 de geç saatlerde oynatılan bu dizi, aslında yurt dışında yaşayan yabancıların ilgiyle izledikleri bir diziydi. Belki’de bu kadar acımasızca olmasada kendi yaşamlarından bazı kesitler buluyorlardı. Yabancı bir ülkede yaşayabilmek, Nazi ruhlu insanların daha hala var olduğuna şahit olmak bu dizideki soy kırımın daha da beterinin yaşadığımız  bu ülkede yaşandığını bilerek yaşamaya çalışmak yeterince rahatsız ediciydi.
Marko Rolünü başarılı bir şekilde oynayan Cahit Gök Galiba dizinin bitim haberine en çok sinirlenenler arasındaydı. Oya Akar, Yunus Emre Yıldırımer, Gamze Topuz, Sarp Akkaya, Gamze Topuz, Aslında tüm oyuncular dizinin bitimine değil birilerinin bir uzadı bir bitti  haberleri onu çileden çıkartan tek nedendi. Kendisini  sessizce seyrettim. Cahit Gök tüm bu olanları bir saçmalık olarak nitelerken bir taraftan’da baş ağrısını giderecek hapları arka arkaya alıyordu. Oyuncuların büyük bir bölümü dizinin uzayacağı haberi ile bir çok yeni iş teklifine hayır demişken, dizinin bittiği haberi herkesi şaşkına çevirmişti. Belkide en çok üzülenler arasında küçük Ege’de vardı. Buna rağmen herkes  üzerlerine düşen görevi  layığı ile yerine getiriyordu.
Bu haberi en sakin karşılayanlardan biri de Dostum Mehmet  Ulay’dı  Dizinin neden yayından kaldırıldığını hiç kimse bilemiyordu. Kimsede öğrenmek için bir çaba sarfetmiyordu.
TRT 1 kanalı yılların ardından bu dizi sayesinde, Avrupada en çok izlenen Türk kanalı olmuştu. Sadece Türkler tarafından değil bu ülkede çalışan Saraybosna, Makedonya , Bulgaristan, Kosova, Karadağ, Batı trakyadan çalışmak için bu ülkelere  gelmiş ve  bu ülkede, yaşayan, çalışan insanlardan oluşuyordu. Öyle zannediyorumki  bu dizinin yayından kaldırılması ile birlikte kaybettiği izleyici sayısının bir araştırmasnı yaparlar. Ve izleyici olarak kaybettikleri milyonların farkına varırılardı.DSCF1580
Türkiyede Makedonya, Batı Trakya,Kosova, Karadağ, Bulgaristan ve Bosnadan  Türkiyeye göç etmiş insanların   üç aşağı beş yukarı hepsinin bu diziye ne kadar önem verdiğini   bu dizide yaşamlarından çektikleri Sırp çilelerden bir şeyler bulduklarını bire bir biliyorum. Çünkü benim ailemde Makedonyadan sırp zulmünden kaçanlardan oluşuyor. Avrupada sadece Müslüman oldukları için soy kırıma uğramış bu insanların neler çektiğini dünyaya anlatan bu dizinin nasıl olududa  yayından kaldırıldı. TRT den sorumlu Başbakan yardımcısı Manisa milletvekili sayın Bülent Arınç beyefendinin bu konudan haberi olduğunu sanmıyorum. İnanıyorumki haberi olsaydı bu dizinin devam etmesi için elinden gelen her şeyi yapardı. Hatta bir kaç lisanda yayınlanmasını isterdi.
Her fırsatta güçlü Türkiye’yi ağızlarından düşürmeyen Sayın Başbakanımız Tayip Erdoğan bey umarım Avrupada Müslüman olmaktan başka hiç bir suçu olmayan bu insanların çektikleri acıları anlatan bu Dizi filmi, en azından desteklemeli ve tekrar yayına dahil edilmesi için gerekli hassaaiyeti göstermelidir diye düşünüyor ve umud ediyorum.
Mesleğime olan saygım toplumun büyük ilgisini çekmiş, beğenisini kazanmış böyle bir Dizinin yayından kaldırılması kararını alan TRT 1 kanalını kınıyor ve tüm okurlarımı bu kanalı mümkün oluğunca  izlememek için boykot etmeye davet ediyorum.
Mehmet Tevfik Özkartal

04.Mayıs.2012  İstanbul

Avrupa kategorisine gönderildi

Türkei präsentiert sich auf der ITB

Auf über 3000 Quadratmetern und mit einem vielfältigen Angebot präsentiert sich die Türkei auf der Tourismusmesse ITB in Berlin.strand1 Am Wochenende sind die Hallen auch für das normale Publikum zugänglich.

Die Türkei ist eines der beliebtesten Urlaubsziele der Deutschen. Da ist es kein Wunder, dass sich das Land für die Internationale Tourismusbörse (ITB) in Berlin so richtig ins Zeug gelegt hat. Auf der gesamten Hälfte einer Messehalle präsentieren sich türkische Hotels, Fluggesellschaften und Reiseveranstalter dem Publikum  inklusive Weinprobe, Glasbläserkunst und einem nachgebauten Tempelportal.

Denn schon auf der Messe sollen Besucher die Türkei erleben können. An kleinen Handwerksständen produzieren Handwerker ihre Ware direkt vor dem Publikum, es duftet nach türkischem Mokka. An einem weiteren Stand können traditionelle Delikatessen gekostet werden  und auf Weinliebhaber wartet eine Bar mit verschiedenen türkischen Weinen.türkei

Daneben präsentieren sich unzählige Anbieter an kleinen, schalterartigen Tischen. Hotels, Reiseveranstalter, Attraktionen – artig nach Regionen sortiert. Auffallend auch der Stand von Türkisch Airlines, wo Besucher in Business- und Economy sitzen probeweise Platz nehmen können. Und der Charterflieger Sun Express ist ebenfalls vor Ort.

Wer sich das emsige Treiben um die zahlreichen Angebote nicht entgehen lassen will, hat am Wochenende Gelegenheit dazu: Am 10. Und 11. März ist die ITB von 10:00 bis 18:00 Uhr für Jedermann geöffnet. Die Tickets kosten 14,50 Euro (ermäßigt 8,00 Euro), wer im Internet bucht, zahlt etwas weniger.

Avrupa kategorisine gönderildi

Yunanistan’ın yeni başbakanı belli oldu

Yunanistan’da, iki büyük parti olan iktidardaki PASOK ve ana muhalefet Yeni Demokrasi’nin (ND) desteğiyle oluşturulan işbirliği hükümeti açıklandı.0003
Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas’ın başkanlığında yapılan siyasi liderler toplantısının ardından yapılan açıklamada, toplantıya katılan liderlerin önerisi üzerine, Cumhurbaşkanı Papulyas’ın Lukas Papadimos’a hükümeti kurma görevi verdiği bildirildi.
Avrupa Merkez Bankası’nın eski başkan yardımcılarından olan Papadimos başkanlığında oluşturulacak yeni hükümetin görevinin 26 Ekim kararlarının ve bunlarla ilgili ekonomi politikasının uygulanması olacağı belirildi.
Yeni hükümetin yarın yarın saat 14.00’da yemin edeceği açıklandı.
Yunanistan’ın yeni Başbakanı Papadimos: “Ülkenin ekonomik sorunlarının çözümleneceğinden eminim”
Yunanistan’da, iki büyük parti olan iktidardaki PASOK ve ana muhalefet Yeni Demokrasi’nin (ND) desteğiyle oluşturulan işbirliği hükümetinin Başbakanı Lukas Papadimos, “Yunanistan’ın karşı karşıya bulunduğu ekonomik sorunların, çözümleneceğinden emin olduğunu” belirtti ve Yunan halkına birlik çağrısında bulundu.
Papadimos, Yunanistan’ın yeni başbakanı sıfatıyla gazetecilere yaptığı açıklamada, Yunanistan’ın kritik bir dönüm noktasında bulunduğunu ve bu nedenle geniş katılımlı bir işbirliği hükümeti kurulmasının önem taşıdığını söyledi.
Yunan ekonomisinin, bütçenin iyileştirilmesine yönelik yapılan büyük çabalara rağmen hala büyük sorunlarla karşı karşıya bulunmaya devam ettiğini ifade eden Papadimos, “Süreç içerisinde yapılacak tercihler ve uygulanacak politikaların, Yunan halkının refahı açısından  belirleyici önemi bulunuyor. Süreç kolay olmayacak. Ancak sorunların çözümleneceğine eminim. Bu sorunlar, birlik, anlaşma ve muvafakat olması durumunda daha az külfetle ve kesin bir şekilde çözümlenecek” dedi.00002
Papadimos, oluşturulan birlik hükümetinin geçici olduğunu ve yerine getirmesi gereken belirli görevleri bulunduğunu belirtti.
Hükümetin başlıca görevinin, 26 Ekim’de yapılan AB zirvesinde Yunan ekonomisiyle ilgili alınan kararların ve bu kararlarla ilgili ekonomi politikasının uygulanması olduğunu ifade eden Papadimos, bu hedeflerin başarılması konusunda iyimser olduğunu belirtti.
Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nde yer almasının, ekonominin iyileşmesinde önemli bir faktör olacağını belirten Papadimos, “İnanıyorum ki, ülkenin Avro Bölgesi’ne dahil olması, parasal istikrarın güvencesini oluşturmaktadır. Ekonomik refah faktörüdür. Karşılaşılan tüm zorluklara rağmen, ülkenin Avro Bölgesi’nde yer alması, ekonominin iyileşmesini ve ülkenin kalkınmasını kolaylaştıracaktır. Bu hedeflerin başarılmasında birlik olmamız ve sistemli çalışmamız durumunda hepimiz nihai sonuç konusunda iyimser olmalıyız” diye konuştu.
Ülkede erken seçimin ne zaman yapılacağına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Papadimos, yapılan görüşmelerde erken seçim tarihinin belirlenmediğini ancak, siyasi liderlerin daha önceki toplantılarında belirtilen ilke çerçevesinin söz konusu olduğunu söyledi.
Lukas Papadimos ayrıca, bu konuda kendisine gösterilen güvenden dolayı Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas ve siyasi liderlere teşekkür ederek, “bunun büyük bir şeref olduğunu, ancak üstlendiği sorumluluğun daha büyük olduğunu” kaydetti.

(AA)

Avrupa kategorisine gönderildi

AB EKONOMİSİ

‘AB ekonomisi Türkiyesiz bir şey yapamaz,

abFinancial Times gazetesi bugün Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle ilgili değerlendirmelerin yer aldığı 48 sayfalık bir dergiyi ek olarak dağıtmış okurlarına. James Wilson imzalı yazıda, Türkiye’ nin Alman iş adamları için hayati bir pazara dönüştüğü belirtiliyor.

Aynı şekilde Almanya da Türkiye’nin ihraç ürünleri için yine hayati önemde bir ülke Wilson’a göre ve iki ülke arasındaki bağ da güçleniyor. Binlerce Alman işletme, düşük maliyetli üretici olmaktan önemli bir pazar dönüşen Türkiye’yi keşfetmeye başladı, nihayetinde Türkiye yatırımcılar ve ihracatçılar için Orta Doğu’nun bazı kesimlerine ve Akdeniz’e ulaşmak için bir geçiş noktası.

Türkiye’yle Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği anlaşması sonrası Türkiye’yle Almanya arasındaki ticaret hacmi iki katına çıkmış durumda. En önemli göçmen grubu Türkler 2008 yılı itibarıyla Türkiye Almanya’ya 13 milyar dolar değerinde ürün ihraç etmiş ki bu Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 10’u. Türkiye’den Almanya’ya elli yıl boyunca devam eden göç de kuşkusuz Avrupa’nın bu en kalabalık iki ülkesi arasındaki sosyal ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine de katkı sağladı.Türkler yaklaşık skala beş milyon kişiyle Almanya’nın en önemli göçmen grubunu oluşturuyor ve Almanya’da Türk girişimcilerin sahibi oldukları fabrikalarda yaklaşık 1 milyon 350 bin kişi çalışıyor. Ama ilişkiler karşılıklı: Her yıl Türkiye’yi ziyaret eden Almanların sayısı 4 milyonu geçiyor.
Köln merkezli Türk Alman Ticaret ve Endüstri Odası’nın verilerine göre 3700’den fazla Alman şirket, Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Bunların üçte ikisi son altı yılda Türkiye pazarına girdi. Ayrıca Türkiye Almanya’ya genellikle tarım ya da tekstil ürünleri ihraç ederdi. Artık, elektronik mallar ve otomobiller, önemli ihraç mallarını oluşturuyor. Türkiye’ye en fazla dış yatırım ise yine Almanya’dan geliyor.
Bu verileri sıralayan James Wilson, yazısını, Türkiye’ye yatırımı teşviki amaçlayan yine Türkiye’ye bağlı bir birimin Almanya’daki temsilcisi Michael Maasmeier’in şu sözleriyle noktalamış: “Türkiye, büyüyen bir pazar ve stratejik bir ortak olarak, Avrupa ekonomisi için sadece imtiyazlı ortaklıkla yetinilemeyecek kadar önemli bir ülkedir. Avrupa Birliği ekonomisi uzun vadede, son derece önemli bu piyasa olmadan bir şey yapamaz.
(Tourexpie)

Avrupa kategorisine gönderildi