Dosttum Mehmet Ulay ve ben; iki delikanlı yürek. Kelimelerin anlayış tomurcuklarından doğdular. Aklın yolunu izlediler ve şefkatle dokundular. Dinlenmek için yüksek sesle konuşmaya ihtiyacımız yoktu, yaralarımızı saklamak değil, açık etmekti belki bizi güçlü kılan. En sıkıntılı anımızda bile parmklarına sımsıkı taktığın o yüzükler… O iksiri o anın ışığında gördüm. Hayat hayranlığın bulaşıcı inan… Dahası, insana kim olduğunu hatırlatıyor. İki deli yürek 35 yıl geriye doğru sohpetin belini kırmış, bir iki tek parlatıyorduk. Kim ne demiş? şimdi artık biz de biliyoruz… Dün dostumun doğum günüydü. Bu gün beraber olacağız ve aynı yılda ikinci kez doğum gününü bir daha beraber kutlayacağız. Her zaman dışarıda buluştuğum dostum bu sefer beni açık hava ceza evimde, ziyaret etmek zorunda kaldı. Tarih deyip geçmeyin sakın! öyle zamanlar vardır’ki akıl sır ermez. Okumaya devam et